Penguen ve Leviathan (İşbirliğinin Kişisel Çıkar Karşısındaki Zaferi)-Yochai Benkler
Yochai Benkler tarafından yazılan kitap işbirliğinin karmaşık doğasını açıklamaya çalışırken, kişisel çıkarlar gözetilerek tasarlanmış sistemlere göre neden üstün olduğunu açıklıyor.
İşbirliğinin psikolojik, evrimsel, biyolojik, sosyolojik birçok açıdan incelendiği kitapta ahlak ve adalet kavramları üzerinde de duruluyor.
Bilimsel çalışmalar için kurgulanmış güven oyunlarında, deneklere burun spreyi şeklinde oksitosin verildiğinde, işbirliğine daha yaktın hale gelip oyundaki eşlerine daha fazla miktarda para emanet edebildikleri göstermiş. Bu da işbirliğinin anlaşılması için çok farklı boyutlardan bakılması gerektiğini gösteriyor.
İster Wikipedia gibi işbirliğine dayanan bir bilgi kaynağı, ister kitlesel fonlama yoluyla kredi imkanı sağlayan Kiva gibi teknik platform olsun ya da bir firmanın örgütsel çerçevesi veya bir kaynağın kullanımını yöneten yasaların tasarlanmasında insanların tamamen kişisel çıkarların güdümünde harekete ettiklerini varsayan ekonomik modellerin tam olarak işe yaramadığı açıkça bellidir.
İş birliği deneylerinde, deneklerin gruptaki kişiler hakkında daha çok bilgi edindiği durumlarda iş birliğine daha yaktın olduğu sonuçları çıkıyor. Klasik iktisatta empati pek önemsenmesede, başarışılı şirketler, şirket pikniklerini ve tatil partilerini kullanarak bu tür yüz yüze etkileşimlerin güven duygusu oluşturulan, işbirliği yapılan ve karlı ilişkiler kurulan bir ortam oluşturuyor.
Kitap işbirliğinde adalet kavramına da değiniyor. Deneysel iktisat ve sosyal psikoloji literatüründe adalete önem verildiğinde şu üç şeye önem verildiğini belirtiyor; sonuçların adil olmasına, niyetlerin adil olmasına ve süreçlerin adil olmasına.
Literatürde bu konuyla ilgili olarak ültimatom oyunu örnek gösteriliyor. Bu oyunda teklif sunucu rolündeki bir oyuncuya bir miktar para verilir, diyelim ki 100 dolar olsun. Teklif sunucu bunun istediği kadarını yanıtlayıcı rolündeki diğer oyuncuya verir. Yanıtlayıcı bu miktarı kabul ederse her ikisi de anlaştıkları miktarı alarak gider. Ancak yanıtlayıcı reddederse iki oyuncu da hiçbir şey alamaz. Yanıtlayıcı rolünde olduğunuzu ve teklif sunan oyuncunun size bu 100 dolardan sadaka niteliğinde 1 dolar önerdiğini düşünün. Nasıl tepki verirdiniz. İkinizin de oyunda denek olduğunuzu düşündüğünüze, teklif sunan dürüst davranmış mıdır? İş birliği için enkaz kaç dolar teklif edilmesini beklersiniz.
Kitapta, insanları iyi çalışmaya teşvik eden sistemler kurmak ya da verimli bir işbirliği yapmak isteniliyorsa, basit ödül ve teşviklerin sunulmasının yeterli olmadığını, aynı zamanda sistemin ne derece adil olduğu hakkında da düşünülmesi gerektiğini belirtiyor. Adalet, sistemlerinin iyi çalışmasını ve insanların bu sistemler içinde işbirliği yaparak iyi işlev görmesini sağlayan pratik bir bileşen olduğunu da ekliyor.
İyi toplumsal alışkanlıkları teşvik edilmek isteniyorsa, kurallar koymaktan fazlasının yapılması gerektiği, aynı zamanda neyin normal ve uygun davranış olarak görüldüğüne işaret eden açık sinyaller verilmesi gerektiğini belirtiyor. Bir müzik indirme servisinde farklı tutarlarda ödeme yapabilen kişilerin tipik olarak işaretlenmiş ödeme seçeneklerini seçtikleri aktarıyor. Göründüğü kadarıyla insanlar “normal” kabul ettikleri davranışların çevresinde kümeleşmektedir.
Wikipedia dağıtık taraflar tarafından içeriği geliştirilen bir ortam. Bu topluluğun en yürekten benimsediği bir norm tarafsız bakış açısını korumak. (Neutral point of view) Yapılan diğer akademik çalışmalarda, insanların kendilerinin koydukları yada özgür tercihlerinin olduklarını düşündükleri oyun normlarına daha kolay uymakta olduklarını göstermiştir. (Kendi Kendini Yönetmek Mümkündür) Yazar ayrıca, insanların özerklik duygusunun korunmasının, işbirliğinin güçlenmesi açısından önemli bir gereklilik olduğunu açıklıyor.
Normaların nasıl içselleştirildiği ile ilgili yapılan araştırmalardan birinde öğrencilere okul ücretleri artışıyla ilgili farklı tahminlemeler sunuluyor. Kendilerine artış olasılığının yüksek olduğu söylenen öğrenciler, bu artışın onları kötü etkilemeyeceğini söylerken, diğer yandan kendilerine artış olasılığının düşük olduğu söylenenler benzer nitelikteki öğrencilere göre artışın kendileri için kötü olacağını belirttiler. Öğrenciler kendilerini duruma uyarlıyordu. Başka bir deyişle gerçekliği kabul etmekle kalmayıp, kendimizi gerçeklik konusunda ne olursa olsun bunun kendimiz için zaten seçeceğimiz şey yada olması gereken koşullar olduğunu düşünecek şekilde kandırabiliyoruz.
Yazar amacın, herkesin bencil olduğunu varsayan sistemlerin kısıtlarıyla baskılanmadan dar görüşlü kişisel çıkarlar güdümünde olmayan, insanların daha etkili ve verimli biçimde birbirleriyle işbirliği yapabileceği sistemler inşa etmek olduğunu belirtiyor.
İsveçte yapılan bir kan bağışı deneyinde deneycilere verdikleri kan karşılığında para teklif ettiklerinde kadınların, erkeklere göre daha az kan verdiğini, buna karşılık aldıkları parayı bir hayır kurumuna vermeleri mümkün olduğunda kan verme sıklığı tekrar önceki düzeye çıktığı gözlemlenmiş. İşbirliği sistemlerinin tasarımında kritik bir nokta; maddi ödüller sunulduğunda istenilen davranışın artmasını sağlayıp sağlamayacağını bilmemiz olmamızdır. Sistem tasarımları maddi, ahlaki, sosyal ve duygusal açılardan düşünülmelidir.
Cezalarında işbirliği üzerindeki etkisi üzerine İsrailden bir yuvadan gelen hikaye güzel bir örnek. Yuvadan çocuklarını geç almaya gelen anne babalar için para cezası verilmesi önerildi. Bunun anne babaları daha sık zamanında gelmesini sağlayacağı varsayılabilir. Ancak gerçekte bunun tersi oldu. Anne babalar ortalama olarak daha geç gelmeye başladılar. Göründüğü kadarıyla cezayı fazladan çocuk bakıcılığı için ödedikleri adil bir ücret olarak görmeye başladılar, böylelikle öğretmenlere rahatsızlık verdikleri için başlangıçta duydukları suçluluk duygusundan da kurtuldular.
Aynı şekilde ABD’deki tutuklu oranlarının karşılaştırılabilir nitelikte başka herhangi bir ülkeden fazla olmasına rağmen, suç oranlarının ılımlı ve daha az cezalandırıcı toplumsal yasakların bulunduğu ülkelere kıyasla daha yüksek olduğudur. Yazar bu durumda tutukluluk suçun azaltılması için etkili bir teknikten daha çok sembolik bir intikam davranışı gibi göründüğünü belirtiyor.
Yazar online işbirlikleri için görevlerin modüler olarak sunulmasının- başka bir deyişle katılımın önemli bir zaman vermeyi gerektirmeyeceği şekilde küçük parçalara ayrılmasının- kritik bir önem taşıdığını belirtmektedir.
Yazar, toplumda karşılanması gereken temel maddi ihtiyaçları olan ama para ve maddi ödüllerini tek başına esas motivasyon kaynağını oluşturmadığı çok sayıda insan bulunduğunu belirtiyor.
İşbirliğini desteklemek için; en rekabetçi piyasalarda iş gören başarılı şirketlerin çoğu salt ödül ve izlemeye dayanan stratejilerden uzaklaşıp, ortak amacın ifadesine, normlara bağlılığa ve bireysel özerkliğe daha çok izin veren yeni iş süreçleri geliştirdiğini belirtiyor.
Yazar, maddi ödül ve kazançların iş birliği sistemlerinden tamamen dışlanması söz konusu olmadığını, Yapılması gerekenin insanları sadece maddi kazançlar sunarak motive etmekten kaçınmak gerektiğini, işbirliğini sosyal, özerk, ödüllendirici ve hatta becerilebilirsek keyifli hale getirerek aynı zamanda sosyal ve entellektüel motivasyonları da harekete geçirmeye çalışmak olduğunu belirtiyor.
Bu bize birçok kar amacı gütmeyen şirket ve dernekteki gönüllülerin hizmet sunma motivasyonunu açıklıyor.
General Motors ve Toyotanın kurdukları New United Motor Manufacturing Inc. (NUMMI) ortak girişiminin hikayesi de derslerle dolu. NUMMI’de işçiler dört ile altı kişilik ekipler şeklinde örgütlendi. İşçilerin tepesinde dikilen bir endüstri mühendisi yoktu. Her hareketleri direktiflerle belirlenmemişti. Her ekip görevini yaparken farklı yollar deneme ve verilen zaman çerçevesi içinde biriminde tamamlanması gerekenleri en iyi nasıl yapabileceğine birlikte karar vermek özgürlüğüne sahipti. Şüphesiz böyle bir model, daha kapsayıcı bir çalışma ortamı sağlıyor.
Zirveye çıkma yarışında kurumsal hiyerarşilerinin dışına bakamayan ve tüm çalışanlarının fikri ve katkılarını kullanmayan şirketlerin geride kalması kaçınılmazdır.
Sadece çalışanlarını içsel olarak motive etmenin ve ortak ilgi ve amaçları olan bir topluluk olarak girişime bağlanmalarını sağlamanın yolunu bulan kuruluşlar başarılı olacaktır. Bunun için, bir kuruluşun en üst kademeden en alt düzeye kadar insani, değer güdümlü, adil, güvenen ve güvenilir olması gerekir.
İşbirliğine farklı boyutlardan bakmanızı sağlayacak Türkçesi oldukça güzel akademik bir kitap.